Skip to content Skip to sidebar Skip to footer
usdt tether ab

AB MICAr ve Tether (USDT) Delist Edilmesi

Mike Williams, tanınmış bir kripto para yatırımcısı ve meraklısı, yakın zamanda AB’nin yaklaşan Kripto Varlık Piyasaları Düzenlemesi (MICAr) ile ilgili detaylı bir paylaşım yaptı.

30 Aralık 2024’te yürürlüğe giren bu düzenleyici çerçeve, Avrupa’daki kripto ekosistemi ve muhtemelen daha geniş bir alan üzerinde derin etkiler yaratıyor. Burada, Williams’ın iddialarını analiz ediyor, bağlam sağlıyor ve önerdiği çözümleri değerlendiriyoruz.

MICAr Nedir?

MICAr, Avrupa Birliği’nin kripto para piyasalarını düzenleyen kapsamlı bir yönetmeliğidir. Bu düzenleme, kripto para işletmeleri için bir lisanslama rejimi oluştururken, katı Müşterini Tanı (KYC) ve kara para aklamayı önleme (AML) gerekliliklerini de getirir. AB’nin dijital varlıklar için şeffaflık, tüketici koruması ve piyasa bütünlüğünü sağlamayı amaçlayan daha geniş çabalarının bir parçasıdır.

Temel Maddeler:

  • Travel Rule Uyumluluğu: Kripto para işletmeleri, işlemlerin boyutuna bakılmaksızın gönderici ve alıcıya ait kimlik bilgilerini toplamak ve paylaşmak zorundadır.
  • Evrensel Cüzdan KYC: Sıcak ve soğuk cüzdanlar da dahil olmak üzere tüm cüzdanlar kimlik doğrulaması gerektirecek, bu da yetkililere kullanıcı işlemleri üzerinde tam görünürlük sağlayacaktır.
  • Stabilcoin Delist Edilmesi: USDT dahil olmak üzere bazı stabilcoinler, büyük olasılıkla düzenlemelere uyumsuzluk nedeniyle, birçok AB borsasından kaldırılacaktır.

Kripto Kullanıcıları İçin Etkiler

Williams, MICAr’ın geniş kapsamlı sonuçlarına, özellikle kullanıcı mahremiyeti ve kripto paranın temel ilkelerine olan etkisine dikkat çekiyor. Borsalar arasında kişisel verilerin zorunlu olarak paylaşılması, merkezi veri havuzlarının sızıntı ve kötüye kullanım risklerini artırarak önemli veri güvenliği endişelerine yol açıyor.

Ayrıca, kimliklerin saklama gerektirmeyen cüzdanlarla ilişkilendirilmesi, kripto paranın sunduğu merkeziyetsiz ve özel finansal kontrolü baltalıyor. USDT’nin delist edilmesi ise Avrupa’daki kullanıcılar için ticaret ve likiditeyi bozarak onları USDC gibi uyumlu alternatiflere yönlendirme riski taşıyor.

Williams, bu düzenlemeleri yönlendiren anlatıyı da eleştiriyor ve bunların merkeziyetsiz alternatifleri caydırarak geleneksel finansal kurumlara hizmet ettiğini savunuyor. Offline cüzdanların, fiat giriş noktaları olmadığı için suç faaliyetlerini artırmadığını belirterek bu önlemlerin aşırı ve müdahaleci olduğunu iddia ediyor.

Çözümler ve Öneriler


Williams, kullanıcıların varlıkları üzerindeki kontrolünü sürdürmesi için pratik çözümler öneriyor:

  • KYC Gerektirmeyen Borsalar: Toobit gibi KYC gerektirmeyen platformlara fon taşımak, kullanıcıların yeni düzenleyici kısıtlamalardan kaçınmasına yardımcı olabilir. Ancak, kullanıcıların daha az bilinen platformları kullanırken güvenliği sağlamak ve geçerli yasalara uyum göstermek konusunda dikkatli olmaları gerekir.
  • Offline Cüzdanlar: Yeni ve bağlantısız soğuk cüzdanlar kullanmak, kullanıcıların mahremiyet üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasını sağlar. Ancak bu, fonları etkili bir şekilde yönetmek için ek adımlar atılmasını gerektirebilir.

Mike Williams’ın analizleri, MICAr’ın dönüştürücü ve tartışmalı doğasını vurguluyor. Bu düzenleme, kripto endüstrisine şeffaflık ve hesap verebilirlik getirmeyi amaçlarken, aynı zamanda mahremiyet, veri güvenliği ve kullanıcı özerkliği ile ilgili meşru endişeleri de gündeme getiriyor.

Düzenleyici ortam evrim geçirmeye devam ederken, kripto kullanıcıları bilgili olmalı, stratejilerini uyarlamalı ve varlıklarını ve gizliliklerini korumanın en iyi yollarını dikkatlice değerlendirmelidir.

Şimdilik, Williams’ın paylaşımları, Avrupa ve ötesindeki kripto para düzenlemelerinin değişen sularında yol alırken bir uyarı ve rehber niteliği taşıyor.